12 Aralık 2007 Çarşamba

EL KADAR

Yitiğini arayan çocuksun
Kırlangıç kuytusunda
Bölüp bölüştüren
Gözündeki yaşın hesabını
Zifiri bir geceden
Dökülen kaşın yapar

Uydurma sevmeleri
Uyduracaksan kitabına uydur
Yokluk diye inlettiğin ah
Babandan kalma mirasın
Budur cinnetine ihtirasın
Aklın boşuna sebep arar

Düşündüğün ne çok düş var
Düşkünlüğün bundan
Üzerine koklanan kaç gül
Ağıt döktü bu kadar
Çıldıran neysin
Hiçbir neyzen ağlatmadı
Her yâri ahın yakar

Yorgunluk eski bir ezber sana
Ki terinde dindirmezsen haram
Bir avazlık sevdayı indirirdin
Kucağın yangın koynun har
Çık git varlığın yetişir bu kadar

Tatlı sandığım çatal dil
Ağu ettiğin şu el emeğim
Vurdun duymaz tetiğini durdurma
Elin gülünde kirpiğin dal
Yokluğun varlığına inat
Sevindirmez beni bu bahar

Sırtımın orta yerine saplı
Ağrı desem değil aşk desem yalan
Çağırma gittiğin menekşelerde
Kal ki yüzümden düşsün yüzün
Gözümde yoksun el kadar…

Hiç yorum yok: