18 Aralık 2007 Salı

TENEŞİR





İşte benim mermer taştan pay-i tahtım
Sade beni ağırlamaya bekledi yıllar yılı
Sakince yürüdüm ona gelen kaldırımları
Geldim…üzerine çıkarın beni

Uzatın bedenimi boylu boyunca
Tenimin soğuğunda erimekten vazgeçsin
Üzerinde biriken karlardaki yıllar
Süpürmeyin öylece bırakın
Üşüyecek halim kalmadı
Acımayın cansız bedenimin ardından

Önümde dizilin sıra sıra
Başınızda beklesin cübbeli bir hoca
Nasıl bilirdiniz diye soracak ya size
Bildiğinizi deyiverin yalana hacet yok
Her kafadan bir ses çıkacak nasılsa
Hesabımı siz yapamayacaksınız
Ben öyle bilmedim Rahmet olasıca
Deyiverecek bir sübyan
Çıplak bedenim titreyecek hakikatin soğuğunda
Başımı okşadıydı diyecek kim bilir belki
Öpeceğim soğuk dudaklarımla yanaklarından

Anam ağlayacak eminim saklandığı kuytuda
Bir de oğlum olacak canı acıyan
Bir akl-ı evvel demiştim diyecek
Bırak demiştim şu zıkkımı
Haberi olmayacak yolumun azığından
Ağlayacaklar belki de önümden ardımdan
Doğduğum günün payına düşeni toparlayıp
Göğsüme koyacağım bir salanın arkasından

Siz huzurumda el pençe divan dururken
Güleceğim duruşunuza göz yaşınıza
Ben yükümden kurtulurken
Siz bırakıp gidişimin derdinde
Ağlayacaksınız bir helva yanığında
Gülün be mübarekler gülün bir defa
Gülün de gülüşünüz kalsın şu hatıramda…

Hiç yorum yok: