Çevirdiği tüm numaralar cevapsız
Bir devir ki beklenen tüm sesler
Yerinde bulunamıyor
Çalan telefonlar suskunluğa açılıyor
Yok olunca yok oluyor
Yalnızlık kara bir nikâh kıyıyor
Kırıyor kalbini güzel kadının
Gözlerindeki ışıklar rotasını çeviriyor
Hüzünlü sabahlara yumuluyor
Yumrukları savruluyor rıhtımlarında
Sağanak başlıyor yastığında
Karanlık yatağında kirli bir kedere sarılıyor
El değmemiş sevinişleri biriktiriyor
Beklenen bir bilinmezin sonuna
Haykırıyor inadından yokluğuna
Bir güzel kadın her yalnız kadehte
Rüzgâra meydan okuyor öfkesiyle
Nimete sayıyor kendine söylemediği yalanları
Ve işittiği tüm yalanlar bekliyor
Kapalı tuttuğu penceresinde
Kinini kusuyor kaleminin ucundan
Şiir oluyor her mısrasında
Parmakları gecenin üçüne
Bırakıyor çılgın seslerini
Bir Yusuf yüzlüyü özlediğini bile bile
Bilinmezlikten gelip bilmezliğe uğurluyor
Bir Ömür daha doğmadan bu gece
Kefenine bürünüp toprağına gömülüyor…
30 Aralık 2007 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder