12 Kasım 2007 Pazartesi

HESAP



Koparıp al yaprağından yeşili
Bulutları koy göğsümün çatına
İçimde unutulmuş ne kadar acılı
Ala vurgun çile bülbülü varsa
Sustur ne olur turuncu bir akşamda

Ezanları okunmaz yollara düşmedim
Gündüz düşlerinde geçen zamana
Ermenin derdiyle ardıma bakmadım
Kuşku bırakmadım kuşluk kanatlara
Tek bir damla bile gözyaşı akıtmadım

Hep bir toprak doldu mısralarıma
Birkaç ipini koparan ay artığı yıldız
Birkaç siyah kuğu bir de kuru sevda
Kuru kuru kurbanın olduğum dünya
Sırtı açıkta kalan dik başlı dağlarım

Kanlı bir gömlek gibi atın beni dereye
Gelip geçen kederlerin suyunu çıkarın
Ağzı açılmadan boğulsun da bıraksın
Şu bir araya gelmeyen iki yakamı
Rahat bırakın Hacı Bekir’in yakasını…

Hiç yorum yok: