21 Kasım 2007 Çarşamba

ELÇİLİKLER SOKAĞI


Bir sokağın inen merdivenlerinden
Yürüyorum teker teker usulca
Karşımda bir kadın, saçları su dalgalı
Çıkıyor yorulmuş yüzü güleç, güzel
Siyah dalgalar akıyor beyaz omuzlarında
Gülüyor seslenirken önde koşan çocuğa
Belli ki ecnebi
Dilinden, zil çalan eteğinden belli
Bu bizim Endülüs’ün o incecik belli
Yanık tenli cilvebaz kadını
Ankara’nın bu tarafı, elçilikler sokağı

Dün sana gelecekken hava güneşti
Bugün bana gelecekken yağmur beklerim yağmaz
Ankara burası ne yapacağı belli olmaz

Seyrettim gelip geçeni, sokağı bekleyen banktan
Vakit doldurdu gözlerimi, ay bıktı parlamaktan
Üzerimdeydi gözü, inmeseydi buluttan perdesi
Yakalardı bir hicazkâr peşrev rüzgârlı nefesi

Gelmeyecektin, gelmedin
Bu saat, evinden yana bir sokağa
Ayırıyor yollarımı, Maltepe uzakta
Ankara burası… Ahh…
Ne zaman dükkân kapatır hiç belli olmaz…

Hiç yorum yok: