21 Kasım 2007 Çarşamba

YAKIŞAN ÖLÜM




Bir yalanın kıyısındaki küreksiz sandal
Güneş vursa aslı gizli kalır
Mehtabı çaresiz
Yakamozun feri yok
Çığlık çığlığa girdabın orta yeri

Ne kadar cam kırığı varsa tutam tutam
Yolduğum ak saçıma karışır avucumda
Kırık bir gitarın kalan bam teli
Gözlerimden indiriyor perdeleri

Bir sen…
Hala inanılmak için beklenilen
Tek bir sahici söz
Buluşsa gözlerindeki manayla
Vaz geçmek farz olur hayatın alayıyla

Bir söyleten ud takılır rüzgârıma
Dert çalar hasret dinletir
Çoban kavalında bir dağın başında
Yere düşen bakışlarımı inletir

Ellerimden daha soğuk değil dağın ayazı
Yahut gönlümden daha çok yanmaz gün zamanı
Yarsız zamanlarında ölüm
Bir uykuya hiç bu kadar yakışmaz…

Hiç yorum yok: