10 Aralık 2007 Pazartesi

SEBEB-İ EFKÂRIM

Nereye gitsen
Boynu bükülür yetimliğinin
Yaptığın bir şeyi de beğen be
Sen değilsin sebeb-i efkarının
Sırtlan kuytusunda böyledir her insan
Gülümseyen yüzü sevgisinden değil
Sırtlan dediğin sırıtışından bilinir

Uzağına düşen düşüncelerinde göm gideni
Yol... Yolcu…Varsayalım ki geldi
Boş şişenin dibine kazık diye çakar
Tuzağa düşen sinek, ölümlü bir akşamı
Rakının telvesi olur mu? Olsa ne olur
En kötü ihtimal yalancı bir falcı
Yalandan bir mutluluk uydurur

Çikolatasını kaybetmiş minik dünya
Sana soruyor hesabını
Ben almadım de, benim hiç babam olmadı
Bayramlar geldiğinde yeni bir urbam
Erkek rengi bir mavi balonun kuyruğunda
Başucumda durmadı



Büyüdün diyor oğlum artık ağlama
Çocukluğumu seyrediyorum
Akıncı bakışlarında
Kaçıncı düşüp dizimi kanatışım bu
İn artık kucağımdan, al kucağına
Dizlerinde ninni söyleyip uyut
Uykusu kaçan çocukluğuma

Söz! İşten çıkar çıkmaz evde olurum
Hiç yaramazlık etmem ne istersen yaparım
Gelirken ne kadar aburla cubur varsa
Alır gelirim avuçlarına bırakırım
Haydi, sen de bir iyilik yap bana
Bir ısırımlık ucundan tattır babana
Babası olanın mutluluğunu

Hiç yorum yok: