14 Kasım 2007 Çarşamba

SOYSUZ

Bin keder sunağı buldum yüz dağın eteğinde
Bulandım biriktim yazgım diye sana terimde
Umursuzdun umrumu doğradım aş ettim
Köpeklere leş diye verdim kınalı ellerimle

Şimdi söyle bana neyleyim köşkünün gülünü
Vurup indirmez miyim düş gördüğüm günü
Kaderi de kederi de dizmez miyim sabaha
Diriltmez miyim içimde büyüttüğün ölüyü

Sus güvercin ölüsü kanatlarını yoldurtma
Varsa bir telaşen kurtulmaya yol bulama
Umman gören gözlerinde serap büyüsün
Söktüğün tırnaklarımla yapışacağım yakana

Nefes bir anlık hayat, uyku yarı ölüm
Tuzunda yaralarım dağlanırdı kara gülüm
Akmescidin önünde dikilen teneşir taşın
Ölmeden öleceğin gün senin asıl düğünün

Bir bayrak düştü bir hilal battı soyadınla
Yekpare kâinat yıkıldı kancık alçaklığınla
Sövgüye değer yüzünde alkış tutanla
Sopsuz köksüz uydurduğun yalanlarında

Çektir git diyen olmadı mı cehennemi odun
Sıyrıldığın onca talan bir dolu sahte oyun
Kirlettiğini sandığın ruhunun cinnet azabı
Bu mendeburu arş ateşinin dibine vurun

Kim soysuza kız vere kimi de zenginlik bile
Görmedim diyen, yalancının oyunlarına gele
Yük taşımaksa insanlık, eşeğin oğlu insandır
Şahidi değildim diyene nasıl demem her gele…

Hiç yorum yok: