21 Aralık 2007 Cuma

GİDENLERİN ARDINDAN


Peş peşe takılmış katarlar gibi anılar
Birinin yüzünde ayrılığın hüzünlü yaprağı
Diğerinin gözlerinden düşen yılları
Kazanmak kaybetmenin en zorlu düşmanı
Sazendeler susmuş bilinenler unutulmuş
Dar geçitlerin çıkmazlarındaki pusular
Unutulmuş, umutsuzların delinmiş uykusu

Ahdı olanların ahı tutuşmuş kafeslerde
Zincirkıran zemherilerin puslu bakışları
Âşıkların sarhoş nidalarının ortasında
Kaşık düşmanı kadınlar kurulmuş sofaya
Dır dır ettikçe hepten darlanan yüreğim
Yarasalar baş kaldırır yarsız uçurumlara
Çıkılmaz bir hesap tutturur bıraktığın
El türkü çağırarak sarılır yitik zamanlara
Eski ve acı bir ezberdir bırakılma duygusu

O zaman, bir zamanların savaşlarında
Tek başına siper beklersin karanlıkta
Tüfeksiz süngüsüz icadsız ama adam
Beklersin mertçe ölümü uzun zaman
Geceye düşer zamane züppe korkular
Yıldırımları vurur uydurduğun küfür
Küflü peynir azık olur kuru somunda
Zehri yürür moraran damarlarında
Uyuyacağın anı bekler düşman pususu

Kaybolur ya hani gülsen de, ölsen de
Kısılır ya sesin gibi görmeye niyetle
Gözbebeklerini sarar kanlı kundaklar
Değil mi ki çuldan çaputtan çıkar
Durduk yere büyür değme kavgalar
Savaş parlatır allı zilli çığırtkanlar
Ökse otu kâr etmez gece soğuğunda
Siyah güvercinler saklanır o ayazda

Yılların arkasında soyunur ağıtlar
Girer sokulur ucu yanık mektuplar
Yar gider, ağyar ağlar
Uçurumda süzülür şeytan uçurtmalar

Hiç yorum yok: