9 Ekim 2007 Salı

KAFİYEMSİN SEN

Eski bir gramofon sesi gibi duyulsun sesin
Kaçırma sohbetinin büyülü tadını
Akşam sefalarının yanında balkon sefası
Her cümlenin sonunda seni seviyorum deyişin

Bütün şiirlerim sana sen bilmesen bile
Tüm kafiyelerimde gülümsemelerim
Zil çalıyor eteklerim bana gelişlerinde
Çengisi yıldız gibi ışıldayan gözlerim

Nokta koyamayacak kadar uzun oldu
Merhamet sokuldu kanatlarımızın altına
Ve bir dostane sevda koynumda uyudu
Şimdi tüm aşk artıkları tentelerin altında

Sen hiç kaçmadın yakan ateşlerden
Kendini esirgediğine şahid olmadım
Bardaktan boşalan o Rahmetinden
Sen varken karanlıktan hiç korkmadım

Tuzum şekerim ağız tadımdın sen
Karıştın damarımda akan kızıl kana
Bir seni bekledim uzak denen yerlerden
Sen hep yılgın vakitlerimde geldin bana

Kafiyem tuttu gelişinle bir eski vakitte
Bırakmadık bir an bile küssekte ellerimizi
Tutunduk yorgun dünyanın yelelerine
Ayrı gayrı yaşatamadık eski kalplerimizi


09/10/2007, ANKARA

Hiç yorum yok: